Abstract
İç mimarlık ayrı bir disiplin olarak var olmaya başladığı süreçten itibaren birçok farklı dönüm noktası yaşamıştır. Bunlardan bir tanesi de söylem ve oluşumlar kapsamında iç mimarlığın bir disiplin olarak algılanma noktasıdır. Detaylı bir şekilde incelendiğinde görülebilir ki iç mimarlık farklı ölçeklerle ilişkilenen bir bütünün parçasıdır. Kent ve kentlilere sunabileceklerinin potansiyelleri değerlendirilmelidir. Çalışmanın amacı eğitimin var olan potansiyelleri ve yapısı incelenerek, stüdyo dersleri kapsamında yeni bir yapılanma önerisi yapılmasıdır. Tasarım eğitimi diğer disiplinlerden farklı bir öğrenme yapısına sahiptir. Teorik derslere ek olarak öğrencilerin tasarım ile bire bir iletişimde oldukları stüdyo derslerini bünyesinde barındırmaktadır. Öğrencilerde tasarım düşüncesinin oluşmasında ve mekânı kavramalarındaki ana omurgayı bu stüdyo dersleri oluşturmaktadır. Stüdyo derslerinin bu kendine özgü, katmanlaşarak artan öğrenme durumu tez kapsamında tartışılmıştır. Tez kapsamında tasarım eğitiminde stüdyo (proje) derslerinin tarihsel süreçte gelişimi ve tasarım eğitimi çerçevesinde öğrenme kavramı bir altlık olarak araştırılmış, iç mimari stüdyolar özelinde mevcut durum irdelenmiştir. İç mimari proje stüdyolarının tasarım düşüncesi oluşturmadaki etkileri tartışılmıştır. Mevcut yaklaşımlar üzerinden mekânın algılanmasına ve proje sürecine etkisi olan; proje konuları, ölçek, ölçekler arası tasarım, ile temsil ve üretim kavramları irdelenmiştir. Tez kapsamında iki adet alan çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan alan çalışmasında ölçekler arası çalışmanın iç mimari stüdyolardan mekanı algılama potansiyellerini artırdığı belirlenmiştir. Temsil ve üretim yöntemlerinin de bu yapıyı destekler nitelikte lineer olmayan bir kurguda kullanılmasının da sürece olumlu etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Alınan veriler ve literatür çalışması kapsamında lineer olmayan ölçekler arası bir yaklaşım içeren bir yapı önerisi yapılmıştır. Yapılan öneride iç mimarlığın kent ile kurabileceği bağ ve potansiyeller ortaya çıkarılmıştır. Kenti bir iç mekanlar dizisi olarak değerlendiren yaklaşımda, daha bütüncül bir anlayışla, iç mimarinin potansiyelleri irdelenmiştir. Bu bütüncül yaklaşım, öğrencilerin kent ve iç mekanlar arasında bir bağlantı kurmasına olanak sağlamaktadır.