Abstract
20. yüzyılın başlarından itibaren Avrupa resim sanatında geleneksel malzeme ve yöntemlerin dışına çıkılarak, gündelik hayattan nesneler ve alternatif materyaller farklı şekillerde ve farklı bağlamlarda kullanılmaya başlanmıştır. Resim yapma pratiği ve malzemesindeki bu dönüşüm, Türkiye'de yüzyılın ortalarına denk gelir. Bu sürecin gözlemlendiği ilk ve en önemli sanatçılardan biri olan Bedri Rahmi Eyüboğlu ve aynı dönemden Neşet Günal ve Yüksel Arslan da malzeme kullanımı bakımından özgün üretimleriyle çalışmaya dahil edilen isimlerdir. Resimde uyumsuz materyal seçimiyle birlikte, farklı malzeme kullanımı ve uygulamaların getirdiği yapısal ve estetik problemler, bahsedilen sanatçıların örnek eserleri üzerinden incelenmiştir. 1970'lere doğru ilerleyen süreçte ise boya resminin araçları geride bırakılıp, kavramı öne çıkaran farklı malzemelerin tercih edildiği yapıt ve yerleştirmeler üretilmiştir. Bu doğrultuda malzemenin teknik ve anlam sorunları, öncelikli olarak Altan Gürman, Özdemir Altan, Tomur Atagök, Bedri Baykam ve Canan Tolon'un üretimleriyle konservasyon bağlamında ele alınmıştır. Sanat eseri üretimindeki bu kavramsal dönüşüm ve malzeme çeşitliliği, onların korunmasına yönelik bakış açısını ve metodolojiyi de etkiler. Önceden korumanın merkezinde fiziksel eser varken, artık üretim süreci tüm yönleriyle bütünsel olarak ele alınır. Bu açından eser biyografisi ve belgeleme önem kazanırken, tarihsel ve estetik değerlerin yanı sıra işlevsellik ve sergileme biçimleri de dikkate alınır. Çağdaş sanat konservasyonunda en temel etkenlerden biri de sanatçı niyeti ve görüşleridir. Günümüzde konservasyon projeleri sanatçı, küratör, sanat tarihçi, teknik uzman, koleksiyoner, galeri ve müze gibi kurum ve profesyonellerle birlikte yürütülür. Bu tez çalışması da bahsi geçen aktörlerle temas halinde ve güncel konservasyon teorisi, etiği ve yöntemleri takip edilerek yürütülmüştür.