Abstract
XX. yüzyıl bestecilerin klasik müzik geleneklerine karşı çıkarak yarattıkları çeşitli formlar, stiller ve çok daha fazlasıyla müziğin kökten değiştiği bir yüzyıl olarak müzik tarihine yazılmıştır. Yeni teknikler, ses kaynaklarının arayışı ve deneyleriyle karakterize edilen XX. yüzyıl müziği özellikle teknolojinin gelişmesiyle daha farklı bir yol almıştır. İcat edilen teknolojik aygıtlar müziğin kaydedilerek dönüştürülmesini, elektronik seslerin üretilmesini mümkün kılarak geleneksel müziğin kısıtlamalarından uzaklaşmayı hedefleyen besteciler için yeni bir çalışma alanı olan elektronik müziğin ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Bu yeni ortamda yoğun çalışarak elektronik müziği akustik çalgılarla entegre etmenin yollarını arayan birçok besteci deney ve araştırmalar sonucunda elektronik ve akustik müzik birleşiminden oluşan başarılı eserlere imza attılar. Bu tez çalışmasında elektronik ve akustik müzik kombinasyonuna dayanan bu eserlerin incelenmesiyle beraber, elektronik müzik tarihinde birçok çalışmasıyla önemli bir yere sahip Karlheinz Stockhausen'ın manyetik bant, piyano ve vurmalı çalgılar için yazdığı Kontakte adlı eseri analiz edilerek yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler