Abstract
Bu çalışma, Homeros’tan Platon’a Daímōn sözcüğünün kullanımını ve Sokrates’in
Daimónion’u ile modern bir mefhum olan Özbilinç’in ilişkisini incelemek amacıyla
yazılmıştır. Hegel, Felsefe Tarihi’nde “düşünce üzerine düşünmenin” Sokrates ile
başladığını ve Daimónion’un Sokrates’in Bilinç’inde olduğunu söylemektedir.
Daimónion’unun atıf yaptığı Daímōn sözcüğünün Platon-Sokrates öncesi
kullanımlarına yapacağımız okuma, sözcüğün zihin ile olan bağlantısını
vurgulayacak olması bakımından, Daimónion’u Özbilinç ile ilişkilendirmede bu
çalışma için faydalı olacaktır.
Günümüze ulaşan en eski yazılı kaynaklardan olan Homeros Destanları’ından
Platon-Sokrates’e kadar olan süreçte Daímōn’un Theós, Moîra ve Psūkhḗ
bağlamlarında kullanıldığı görülmektedir. Bu sebeple ilk bölümde Theós
bağlamındaki kullanım için Homeros Destanları, Derveni Elyazmaları, Pythagoras,
Empedokles; Moîra bağlamındaki kullanım için Euripides ve Herakleitos; Psūkhḗ
bağlamındaki kullanım için ise Hesiodos, Thales, Pythagoras ve Leukippos/
Demokritos incelenecektir.
İkinci bölümde öncelikle Platon-Sokrates’deki Daímōn kullanımları incelenecektir
çünkü Sokrates’in Daimónion’un atıf yaptığı Daímōn’un hüviyetinin bu metinlerde
olduğunu düşünülmektedir. Platon’da Daímōn, kişiden bağımsız münferit bir rehber
Ruh veya kişinin Ruh’unun en yüksek parçası olarak görüldüğünden, Platon’un Ruh
anlayışının zihinsel kapasiteyle olan bağlantısını vurgulamak Özbilinç ile olan
ilişkilendirmede önemli bir bağlantısı noktası olacaktır. Daha sonra Platon-
Sokrates’in Daimónion’un ayırt edici temel özellikleri ortaya konacaktır.
Üçüncü bölümde ise Daimónion ile ilişkisini inceleyeceğimiz Özbilinç kavramının
doğuşuyla ilgili kısa bir tarihçe verilerek onun zihinsel fonksiyon bağlamında temel
özellikleri vurgulanacak; bunun için Platon, Aristoteles, Descartes, Locke, Hume ve
Kant çizgisi izlenecektir. Daha sonra Özbilinç’e atfedilen özellikler ile Daimónion’a
atfedilen özellikler karşılaştırılıp aralarındaki ilişki ortaya konmaya çalışılacaktır.