Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi

Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

MSGSÜ'de Ara
Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖkten, Kaan Harun
dc.contributor.authorYaşar, Iraz
dc.date.accessioned2024-07-03T06:37:33Z
dc.date.available2024-07-03T06:37:33Z
dc.date.issued2022en_US
dc.date.submitted2022-04
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14124/6025
dc.description.abstractBilinçdışı kavramının felsefi temelleri üzerine yaptığımız bu çalışma kavramın epistemolojik, etik ve estetik bağlamda çeşitli tezahürlerini ortaya koyma amacını taşıyor. Bu doğrultuda, söz konusu kavramın tarihsel gelişimini belli gelenek hatlarını izleyerek serimlemeye çalışıyor. Bu gelenek hatlarını, bilişsel/kognitif bilinçdışı, romantik/estetik bilinçdışı ve bedensel/dürtüsel bilindışı olarak nitelendirebiliriz. Bilinçdışı kavramının bu temelde felsefe tarihinde geçirdiği dönüşüme baktığımızda, bu dönüşümün çeşitli bağlamlarda ortaya çıktığı görülür. İlk olarak Aydınlanma döneminde Leibniz’in petites perceptions düşüncesiyle bilinçdışı üzerine Alman felsefi söyleminin başladığını söyleyebiliriz. Bilişsel/kognitif bağlamda ortaya çıkan bu bilinçdışı fikrinin kökleri felsefe tarihinde Platon’a dek sürülebilir. Romantiklerle birlikte bilinçdışına ilişkin daha farklı bir yaklaşımdan söz etmek mümkündür. Bunu kısaca estetik bilinçdışı olarak tanımlayabiliriz. Özellikle Kant’ın Yargı Gücünün Eleştirisi’ndeki güzellik, doğa ve deha temalarına yaklaşımından etkilenen Romantikler, doğanın estetik boyutlarını göz önünde bulunduran, aynı zamanda insan öznesindeki akılcı olmayan, biyolojik ve doğal unsurları dikkate alan bir bilinçdışı kavrayışı geliştirirler. Çalışmamızın ana odağını oluşturan bilinçdışı kavrayışı 19. yüzyılın iki etkili düşünürünü temel alıyor. Schopenhauer ve Nietzsche. Bu filozoflarda bedensel/dürtüsel diyebileceğimiz bir bilinçdışı kavrayışı söz konusudur. Bu yaklaşım Kant’a kadar olan gelenekteki epistemolojik/kognitif bilinçdışı kavrayışından son derece farklıdır. Genel olarak bilinç fenomeninin bilinçdışı fizyolojik süreçlerce koşullandığını ileri sürer. Bu bakımdan bedene, bedensel süreçlere ve dürtülere dikkat çeker. Bu yaklaşım, yaratıcılığın kökleri bağlamında Romantik bilinçdışı fikrinden etkilense de daha çok insandaki ilkel ve yıkıcı dürtülere, aynı zamanda bu dürtülerin karanlık mücadelesine odaklı bir bilinçdışı fikrine sahiptir.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectBilinçdışıen_US
dc.subjectBilinçen_US
dc.subjectBedenen_US
dc.subjectZihinen_US
dc.subjectAnlama yetisien_US
dc.subjectİstemeen_US
dc.subjectGüdüen_US
dc.subjectDürtüen_US
dc.title19. yüzyıl Alman felsefesinde bilinçdışı: Schopenhauer ve Nietzsche izleğien_US
dc.title.alternativeThe unconscıousness ın 19th century German phılosophy: the theme of Schopenhauer and Nietzscheen_US
dc.typedoctoralThesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe Anabilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster