Abstract
Durkheim'la yaptığı polemiğin sınırları dahilinde ciddiye alınan, kendi döneminde yeterince ilgi görmeyen Tarde 20. yüzyılın sonlarına yaklaşırken kendini tekrar bize gösteriyor. Son dönemde sosyoloji ve felsefe alanında sürekli atıf yapılan düşünür farklı bakışları doğurabilen büyük bir potansiyel yarattığı için giderek daha önemli hale geliyor. 21. yüzyılda sosyal bilimler dünyasının girdiği dönemeçte sosyolojiyi, artık Tarde'sız düşünmek imkânsız. Bu nedenle tezi yazarken amacım, sui generis bir antite olarak toplum tanımının dışına çıkabilme fırsatını Gabriel Tarde'la birlikte yeni baştan düşünmektir. Tarde, birey ve toplum gibi, ana akım klasik sosyolojinin birbirinin karşısına yerleştirdiği kavramları, birbirinin içine geçirir. Bu çalışma Evrensel Tekrar Yasası'nın toplumsal alandaki yansıması olan taklit kavramının temellendirilmesi ile ilgilenecektir. Bunun için iki motor güç olarak arzu ve inanç, teklik-çokluk ilişkisi, tekrar, karşıtlık ve adaptasyon kavramları yakından incelenecektir. Taklidin toplumsal dünyada merkezi bir yerde konumlanmasını sağlayan süreçlere değinmek için, monadoloji kavramı ve Leibniz'in uzay anlayışı tartışılacak, 19. yüzyıl sonu Fransa'daki toplumsal gelişmelerin Tarde'ın çalışmalarına etkisi bakımından Dreyfus Olayı ve o dönemin sanat gündemine değinilecektir.