Abstract
Atatürk'ün en önemli özelliklerinden biri
kanımca, bu topraklara özgü sanatın
gelişmesini sağlayan ortamı
hazırlamasında yatar. Bu, onun sanatı
bireysel boyuttan kurumsal boyuta
taşıması, toplumun eğitilmesinde bundan
faydalanılması şeklinde gerçekleşmiştir.
Bunu sanatı uygulayacak kişilerin
yetiştirilmesi, sanatı öğretecek kurumların
tesisi ve sanatın icra edilmesi için gerekli
ortamın hazırlanmasını sağlayarak
başarıya ulaşılacağını öngörmüş, bu
konuda kararlı adımlar atmıştır. Bu
düşünce ve amaçla "Sanayi-i Nefise-i
Mektebi" olarak kurulmuş yapıyı bir
eğitim kurumu niteliğinden "Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi" seviyesine getirmiştir
ki; bu da Osmanlı İmparatorluğu
dönemindeki birinci büyük aşamanın
devamı olan, Cumhuriyet Dönemi'ndeki
ikinci büyük aşamadır. Bunun dışında,
sanat eğitiminin ilk ve orta öğretime ders
olarak konulması ve toplumsal boyuta
yaygınlaştırılması da gerçekleştirilmiştir.
Kurumumuz, zamanla sanat eğitiminde
önemli bir gelişme kaydetmiş ve "Avrupa
Güzel Sanatlar Akademileri Birliği" içinde
yerini almıştır. Akademi'nin uluslararası
boyuta taşınması amacıyla, Erken
Cumhuriyet Dönemi'nde Avrupa'nın
tanınmış sanatçıları ülkeye davet
edilmiştir. Özellikle resim, heykel ve
mimarlık bölümü hocalarımızın
yetişmesinde bu sanatçıların büyük katkısı
olmuştur. Aynı zamanda, kurumlaşma
aşamasında duyulan eğitimci ihtiyacını
karşılamak için, devlet tarafından yurt
dışına gençler gönderilmiştir. Bu gençler
arasında sanatçılar önemli bir yer
tutmaktadır. Kurumlaşmanın bir faydalı
sonucu da sanat dalları alanının
geliştirilmesi olmuştur. Bu, müzik alanında
Konservatuar'ın kurulması gibi birçok
alanda da devam etmiştir. Aynı anlayış
çerçevesinde mimarlık da sanat alanı
içinde yerini almış ve önemli gelişmeler
kaydedilmiştir. Bunun en önemli
örneklerinden bir de Erken Cumhuriyet
Döneminde devletin, projelerini
yaptırmak amacıyla Akademi'de büro
açmasıdır. Eğitimde görevli yabancı
hocalar bu bürolarda görev almış, elde
edilen projeler, öğrencilerin birebir
çalışmaya katılması ile hem eğitim içinde
yerini almış, hem de öğrencilerin meslek
pratiği edinmesini sağlamıştır. Ülke
çapında yapıldıkları kentlerde ve
kasabalarda ileri seviyede mimari
örnekler olarak halkın bu konudaki
gelişmesine yardımcı olan bu yapıların
günümüzde de halen değerlerinden
hiçbirşey kaybetmeden kullanılması ve
mimarlık literatürünün başlıca
örneklerinden olmaları, Atatürk'ün verdiği
kararların ne kadar yerinde ve ilerici
olduğunun göstergesidir.
Prof. Muammer Onat