Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi

Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

MSGSÜ'de Ara
Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorAğyar, Murat Mete
dc.contributor.authorYayla, İrfan
dc.date.accessioned2024-12-05T13:17:49Z
dc.date.available2024-12-05T13:17:49Z
dc.date.issued2024en_US
dc.date.submitted2024
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14124/6912
dc.description.abstractHiçlikten doğan yaşam ve ölüm, varlık ve yokluğun hareket özelliği ile sürekli değişim geçirerek, döngüsel bir biçimde, insan ve diğer yaşamı etkiler. İ.Ö. 15.000'de Mağara Duvar Resimlerinde insan-hayvan, yaşam-ölüm mücadelesi görülür. İnsan doğadaki hayvanı kendi yaşamı için öldürerek, hayatta kalır. İ.Ö.3000'lerde hayvanların ve bitkilerin evcilleştirilmesi ile bu varlıkların yaşam ve ölümlerini kontrol etmeye başlar. Bedenin ölümden sora ruhun varlığını sürdürdüğü düşüncesiyle, beden korunmaya başlanır. Öldükten sonra kullanılacak eşyalar ile birlikte, yaşamın devamını görselleştiren duvar resimleriyle, yaşam ve ölüm için büyük tapınaklar yapılmıştır. İ.Ö.600'lerde insanın yaşam ve ölümü, beden ile doğa ilişkisi felsefe ile sorgulanmıştır. İ.S.1.yüzyılda yaşam ve ölüm dengesi hukuksal olarak incelenmiş, "öldürülebilir insan" ve "dokunulamaz insan" diye farklı tabakalara ayrıldığı görülür. 14.yüzyılda hastalıkların salgını ile ölümün her şeye egemen olan ve herkesi eşitleyen gücünü Orta Çağ'da göstermesi, insan bedenine bakış açısının değiştirildiği görülür. 16.yüzyılda esirlerin, kimsesizlerin, suçluların ölü bedenleri ressamlar ve anatomi teşrihçisi tarafından parçalara bölünerek incelenmeye alınır. Anatomi teşrihi bazı ülkelerde yasaklanırken, Almanya'da belirli kurallarla halkında izleyebileceği mekânlara izin verilir. 17.yüzyıl başlarında vanitas, macabre, momento mori gibi terimlerle adlandırılan, yaşamın geçici hazları ve ölüm konuları işlenir. 18.yüzyılda ulus-devletler doğum ile elde edilen, yaşam hakkı, eşitlik, özgürlük, milliyetçilik ve parçalara ayrılan bedenin bir insan olduğu ve haklarının bulunduğu itirazı gelir. 20.yüyılın ortalarında yaşam ve ölüm toplama kamplarında "yaşanmaya değmeyen hayat", hukuksal varlığından arındırılmış bedenler, "çıplak hayat" üzerinde, cansız organların araştırılması olan teşrih, canlı anatomi üzerinde uygulanır ve deneyler yapıldığı görülür. Bu yüzyılın sonuna doğru yaşam ve ölümün hastaneye kayması ile ölmek üzere olan bir beden, hayat destek teknolojisi sayesinde, beyin ölümü gerçekleştiği halde, kalbin ve bedenin yaşamaya devam etmesi, teknolojiye bağlı canlı ölü, organları kullanılabilir bir beden ve canlı teşrihin normalleşmesi görülür. Günümüzde kendi hayatına son vermenin, hukuksal süreçleri bazı ülkelerde tamamlanmıştır. Hollanda'da kentin merkezine intihar arabaları koyulması tartışılmaktadır. Yaşam; iktidarın, aileye, doğaya, parçalattığı ya da parçaladığı bedenlerle, parça parça ölen, yarı ölü, yaşayan ölü olarak devam ettiği görülür.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectYaşamen_US
dc.subjectölümen_US
dc.subjectbedenen_US
dc.subjectsanaten_US
dc.subjectresimen_US
dc.subjecttemaen_US
dc.title1950 sonrası Türk resim sanatında yaşam ve ölüm temasıen_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.departmentEnstitüler, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Resim Anasanat Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster