Özet
1980 sonrası Türkiye’de uygulanan kalkınma programlarının temel eksenini kamu
sektörünün yeniden yapılandırılması oluştururken, özelleştirmeler yoluyla devletin
ekonomideki ve sosyal hizmetlerdeki rolünün azaltılması, bu kapsam dahilinde en sık
başvurulan yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu dönemde, neoliberal pratiklerin
kamu sektörünün farklı alanlarındaki uygulamalarına baktığımızda, bu pratiklerin sağlıktan
eğitime kadar çok geniş bir alanda vaat edilen sonuçları veremediğini ya da çok sınırlı bir
kesim için verebildiğini, farklı toplumsal grupların söz edilen hizmetlerden eşit derecede
yararlanamadıklarını görmekteyiz. Fakat buradan hareketle, kamu sektörünün hemen eski
haline döndürülmesini de bir çözüm olarak sunmamak gerek. Söz edilen politikaları
sorgularken, peşinen devletçiliği, dünyanın geri kalanıyla bağlantıların kesilmesini ya da
toplumsal kalkınma için plan yapmamayı savunmamalı.
Bu proje ile hedeflenen, alışageldiğimiz devlet ve özel ikileminden ziyade, toplumda
kolektif, devlet ve özel olmak üzere üç alan olduğuna dikkat çekmek. Üçüncü bir alanı öne
çıkaran bu yaklaşım, hali hazırdaki neoliberal uygulamaları sorgular ve alternatif politikalar
geliştirirken yeni açılımlar sağlayabilmektedir. Bu bağlamda, yürütülen saha çalışmalarıyla,
bir yandan son yirmi yılda, neoliberal pratiklerin sağlık, eğitim, güvenlik gibi toplumsal
hayatın farklı alanlarında etkisini nasıl gösterdiğini incelerken, bir yandan da buna alternatif eğilimlerin neler olduğunu/olabileceğini ve bu eğilimlerin süreç dahilinde neden
gerçekleşemediği incelenmektedir.