Abstract
ÇAĞIMIZ SANATI HAKKINDA DÜŞÜNCELER
Mavi, gök ve deniz olduğu için değil, deniz ve gök mavi olduğu için güzeldir. Yeşil, ağaç olduğu için değil, ağaç yeşil olduğu için güzeldir. Bulut da öyle, dağ da, kır da.
Madem ki mavi, güzel olmak için ne gök, ne deniz olmaya, ve yeşil de güzel olmak için ağaç olmaya ihtiyacı yoksa, ve madem ki, gök, gök olduğu için değil mavi olduğu için, bulut, bulut olduğu için değil de beyaz olduğu için güzelse, aydınlanmanızın "doğa doğa" diye direnmelerine ne denir? Bir ağacı maviye boyasanız kıyamet kopar: "Aman efendim, mavi ağaç olur mu?" diye.
Dava bu kadar sade, hatta bu kadar basit. Ama anlaşılması ve anlatılması bu kadar güç.
Her doğa parçasının güzel olmadığını doğa aşıkları da bilir. Doğa güzelliği bile, renklerin oyunu ve düzeni oranında güzeldir.
Doğayı yıkıp, yeni ölçüler, yeni orantılar, yeni renklerde yepyeni bir dünya kurmak isteyen Chagall'ler, Dufy'ler, Matisse'ler de doğanın baskısından kurtaramadılar kendilerini. Arabasından tabancasını havaya sıka sıka "Picasso geliyor" diye naralar atarak Paris'e giren ihtilalci İspanyol delikanlısı oldu; kübizm sanat anlayışına karşı ilk isyan bayrağını açan ve sanatçıları ayaklandıran.
Büyük zeka Matisse'in modern çabası bile, hiç kalır Picasso'nun ortaya attığı bu kübizm yanında. Picasso'nun sanata getirdiği ve az zamanda bütün sanat dünyasını saran bu yeni anlayış ona dünya çapında ün sağlamıştır. Matisse, Bonnard sevgisiyle gittiği Paris'ten 3,5 yıl sonra, Picasso ve Braque hayranlığına dönmüştür.